Bush çalışkan bir ekip kurdu.
- Bush put together a hard-working team.
Takım üyelerine ekipman ve üniforma sağlanmaktadır.
- Team members are provided with equipment and uniforms.
Takımımız beyzbolda onları 5-0 mağlup etti.
- Our team defeated them by 5-0 at baseball.
Ben yeni takımın kaptanı değilim.
- I am not the captain of the new team.
İyi bir takım oluşturacağız.
- We'll make a good team.
İkiniz mükemmel bir takım oluşturuyorsunuz.
- You two make a great team.
The adjacent alleys were choked with tethered wagons, the teams reversed and nuzzling gnawed corn-ears over the tail-boards.