a servant in the house, a dependant

listen to the pronunciation of a servant in the house, a dependant
Englisch - Türkisch

Definition von a servant in the house, a dependant im Englisch Türkisch wörterbuch

domestic
evcil

Benim dini gün sırasında bir füg besteledim ve bir narbülbülü evcilleştirdim. - During my sabbatical, I composed a fugue and domesticated a robin.

At evcil bir hayvandır. - The horse is a domestic animal.

domestic
{s} yerli

Yabancı ürünler yerine yerli ürünler almayı için tercih ederim. - I prefer to buy domestic rather than foreign products.

Biz tüketiciler daha fazla yerli ürün tüketmeliyiz. - We consumers must buy more domestic products.

domestic
{s} ailevi

Herkesin zaman zaman ailevi sorunları olur. - Everyone has domestic troubles from time to time.

domestic
{s} ev
domestic
{s} ehli
domestic
(Askeri) YURT İÇİ: Bak. "zone of interior"
domestic
ev ile ilgili
domestic
bağırsak
domestic
yerel
domestic
ev/kodak ile ilgili
domestic
{s} evine bağlı
domestic
yerel,yurtiçi
domestic
(sıfat) eve ait, ehli, ev, ailevi, aile, iç, evine bağlı, evcil, yerli
domestic
domestic science ev bakımı
domestic
(Avrupa Birliği) İç,evsel , yerli, yurtiçi
domestic
ev idaresi
domestic
domestic animals evcil hayvanlar
domestic
{s} aile

Tom aile içi istismar konusunda uzmandı. - Tom was an expert in domestic abuse.

Herkesin zaman zaman ailevi sorunları olur. - Everyone has domestic troubles from time to time.

domestic
kendi memleketine ait
Englisch - Englisch
{n} domestic
a servant in the house, a dependant
Favoriten