Bu son derece sancılıydı.
- It was terribly painful.
Onu izlemek sancılıydı.
- That was painful to watch.
Bu acıya dayanamıyorum.
- I cannot bear this pain.
Bu acıya dayanamıyorum.
- I can't stand this pain.
Sonunda hastaneye gitmeden önce, Tom ağrıya birkaç hafta dayandı.
- Tom put up with the pain for a couple of weeks before finally going to the hospital.
Midemde ara sıra olan ağrılar var.
- I have occasional pains in the stomach.
Cézanne doğanın yeni bir biçimde nasıl resmedileceğini biliyordu.
- Cézanne knew how to paint nature in a new way.
Emeksiz kazanç olmaz.
- No gains without pains.