Bu fabrika, otomobil parçaları üretmektedir.
- This factory manufactures automobile parts.
Müzik, hayatımın önemli bir parçasıdır.
- Music is an important part of my life.
İngiltere'nin birçok kısımlarını ziyaret ettim.
- I visited many parts of England.
Tayland'da ülkenin bazı kısımları pirinç yetiştirmek için şimdiden aşırı kuru hale geldi.
- In Thailand it has already become too dry to grow rice in some parts of the country.
Parti Mac tarafından organize edildi.
- The party was organized by Mac.
Polis onu suçun bir taraftarı olarak görüyordu.
- The police regarded him as a party to the crime.
Bu yol deprem sonucu kısmen yıkıldı.
- This road was partly destroyed in consequence of the earthquake.
Tom onun kısmen hatası olduğunu kabul etti.
- Tom admitted that it was partially his fault.
Çocuğunuzun doğumundan sonra işinizi yarım gün yapmalısınız.
- After the birth of your child, you should make your work part-time.
Yarın partiye gelecekmisin?
- Will you come to the party tomorrow?
Görevimi yapmayı planlıyorum.
- I plan on doing my part.
Topluma yardımcı olmak için görevimi yapmaya çalışıyorum.
- I try to do my part to help the community.
Partide Jack ve Mary'nin yanındaki kimdi?
- Who was at the party beside Jack and Mary?
Tom'un yanına gitmemizi ve ona partiye hazırlanması için yardım etmemizi öneriyorum.
- I suggest we go over to Tom's and help him get ready for the party.
Tom parti için üç yüz dolarlık bütçe ayırdı.
- Tom budgeted three hundred dollars for the party.
İş ortakları olarak on yıl sonra, yollarını ayırmaya karar verdiler.
- After ten years as business partners, they decided to part ways.
Niçin ayrılmak istediğine dair fikrim yok.
- I have no idea why you want to part with that.
O, evinden ayrılmak zorunda kaldı.
- He had to part with his house.
the Faery knight / Besought that Damzell suffer him depart, / And yield him readie passage to that other part.