Çöpü ayırmak önemlidir.
- It's important to separate the rubbish.
Telleri ayırmak zorunda kalacağız.
- We'll have to separate the wires.
Biz ayrı hesaplar istiyoruz.
- We'd like separate checks.
Bu ayrı bir tedavi için yeterince önemli.
- This is important enough for separate treatment.
Ailesinden ayrılmayı sevmiyordu.
- He didn't like being separated from his family.
Dil kültürden ayrılmaz.
- You can't separate language from culture.
Çok sinirliyken iyiyle kötüyü ayırmaya çalışmanın bir faydası yoktur.
- It is no use trying to separate the sheep from the goats while in a state of madness.
Dili kültürden ayıramazsınız.
- You can't separate language from culture.
Manş denizi İngiltere'yi ve Fransa'yı ayırmaktadır.
- The English Channel separates England and France.
Karakoram Çin'i Pakistan'dan ayırmaktadır.
- The Karakoram separates China from Pakistan.