Bir bilim adamı, insan hakları hakkında harika bir konuşma yaptı.
- A scholar made an excellent speech about human rights.
O, mükemmel bir bilim adamıdır, bu itibarla her yerde tanınır.
- She is an excellent scholar, and is recognized everywhere as such.
O büyük bir devlet adamı ve bunun da ötesinde büyük bir bilgindir.
- He is a great statesman, and what is more a great scholar.
İnsanlar onu büyük bir bilgin olarak düşünüyorlar.
- People thought him to be a great scholar.
Yarım-doktor seni ve yarım-din alimi inancını öldürür.
- A half-doctor kills you and a half-religious scholar kills your belief.
O bir alim ve şairdir.
- She is a scholar and poet.
Bu öğrenci zengin değil, o yurtdışında eğitim için bir burs kazandı.
- This student isn't rich, he won a scholarship to study abroad.
Eileen çok iyi bir öğrenciydi. O Syracuse Üniversitesinde okumak için bir burs kazandı.
- Eileen was a very good student. She earned a scholarship to attend Syracuse University.
A Shakespearean scholar.
... to themselves or to any triumph. As the Harvard scholar, Helen Veldlar wrote, it is ...