Kabul ediyorum, ama sadece tek bir şartla.
- I accept, but only under one condition.
Nihayi ürünün bir kopyasını göndermek şartıyla bizim yazılımı dahil etmeniz için iznimiz var.
- You have our permission to include our software on condition that you send us a copy of the final product.
O politikacı iç ve dış koşullarda deneyimlidir.
- That politician is well versed in internal and external conditions.
Evet olması koşuluyla, bir kadına son sözü söyleyebilirsin.
- You can have the last word with a woman, on the condition that it is yes.
Bir atlet formda olmalıdır.
- An athlete must keep in good condition.
The union had a dispute over sick time and other conditions of employment.