O, performansı ile ilgili eleştiri alma hakkında endişeli.
- She was apprehensive about receiving criticism of her performance.
Onun performansı inanılmazdı.
- His performance was amazing.
Oyunun sonucu onun performansına bağlı.
- The game's outcome hangs on his performance.
Koç'un onun saha performansını değerlendirmek için her oyuncuyla bire bir görüşmesi vardı.
- The coach had a one-on-one discussion with each player to evaluate his performance on the field.