a rehearsal of a lesson

listen to the pronunciation of a rehearsal of a lesson
Englisch - Türkisch

Definition von a rehearsal of a lesson im Englisch Türkisch wörterbuch

lecture
{f} ders anlatmak

Bana ders anlatmak zorunda değilsin. - You don't have to lecture me.

lecture
konferans vermek
lecture
{i} ders

Ders iki bölümden oluşuyor; biri teorik, diğeri pratik. - The lecture is composed by two parts, one theoretical, the other practical.

Ders saat 8'de başlar. - The lecture starts at 8 o' clock.

lecture
fırça atmak
lecture
{f} ders ver

Profesör, Orta Doğu üzerine bir ders verdi. - The professor gave a lecture on the Middle East.

Bilimci evrenin yapısı üzerine bir ders verdi. - The scientist gave a lecture on the structure of the universe.

lecture
paylama
lecture
azarlamak
lecture
ders vermek
lecture
(birdemde) ders
lecture
niversitede ders vermek
lecture
(isim) konferans, ders, uzun öğüt, uyarı, azar
lecture
okutman

Okutman döndüğünde o gizlice sınıftan kaçtı. - When the lecturer turned round, he sneaked out of the classroom.

Sadece örgütlenmemiş okutmanlardan nefret etmiyor musunuz? - Don't you just hate unorganized lecturers?

lecture
{i} (üniversitede) ders
lecture
{i} konferans, konuşma
lecture
belirli bir konu üzerine konuşma
lecture
tekdir etmek azarlamak
lecture
lecture shipokutmanlık
lecture
umumi ders
lecture
paylama/konferans
Englisch - Englisch
lecture
a rehearsal of a lesson

    Silbentrennung

    a re·hears·al of a les·son

    Türkische aussprache

    ı rihırsıl ıv ı lesın

    Aussprache

    /ə rēˈhərsəl əv ə ˈlesən/ /ə riːˈhɜrsəl əv ə ˈlɛsən/
Favoriten