Güneş onun cildini bronzlaştırdı. - The sun has bronzed her skin.
Güneş onun cildini bronzlaştırdı.
The sun has bronzed her skin.
Bronz heykel uzaktan oldukça güzel görünüyor. - The bronze statue looks quite nice from a distance.
Bronz heykel uzaktan oldukça güzel görünüyor.
The bronze statue looks quite nice from a distance.
O bronz bir madalya kazandı. - He won a bronze medal.
O bronz bir madalya kazandı.
He won a bronze medal.