Araraquara'da nadir bir Amerikan papağanı satın aldım.
- I bought a rare macaw in Araraquara.
Nadiren radyo dinlerim.
- I rarely listen to the radio.
O seyrek olarak kiliseye gider.
- He rarely goes to church.
Ender vahşi hayvanların bu ülkeye ithalatı kesinlikle yasaklanmıştır.
- The importation of rare wild animals to this country is strictly prohibited.
Doksan yıldan fazla yaşamak hiç ender değildir.
- It is not rare at all to live over ninety years.
Bifteğimi az pişmiş severim.
- I like my steak rare.
Benimkini az pişmiş istiyorum.
- I would like mine rare.
Yeteneğini göstermek için bu az bulunur fırsatı en iyi şekilde kullanmalısın.
- You should make the most of this rare opportunity to demonstrate your talent.
O seyrek olarak kiliseye gider.
- He rarely goes to church.
Frank pretended to rare back as if bedazzled, shielding his eyes with a forearm.
... it turns out Earth may have a rare and special power. ...
... this veterinarian worshipped by geological history of rare intensity ...