a purposeful surveillance to guard or observe

listen to the pronunciation of a purposeful surveillance to guard or observe
Englisch - Türkisch

Definition von a purposeful surveillance to guard or observe im Englisch Türkisch wörterbuch

vigil
{i} gece nöbet tutma
vigil
nöbet tutma

Sürekli nöbet tutmalıyız. - We must maintain a constant vigil.

vigil
(Tıp) vijil
watch
tarassut etmek
watch
nezaret etmek
watch
(Bilgisayar) gözle

O gözyaşları içindeki kırmızı gözleri ile filmi izliyordu. - She was watching the film with her eyes red in tears.

Bir gün hayatın gözlerinin önünde hızla akıp gidecektir. Emin ol, izlemeye değer. - One day your life will flash before your eyes. Make sure it's worth watching.

vigil
{i} uyanık kalma
vigil
(nöbet/vb.için) geceleyin uyumama
vigil
uyanık olma

Uyanık olmak zorundayız. - We have to be vigilant.

Leyla ve Sami uyanık olmak zorunda. - Layla and Sami have to be vigilant.

watch
{f} izle

Sovyet Rusya'sında, televizyon seyirciyi izler! - In Soviet Russia, television watches the audience!

Babam genellikle akşam yemeğinden sonra televizyon izler. - My father usually watches television after dinner.

vigil
{i} arife
vigil
{i} gece ibadeti
vigil
akşam ve gece ibadetleri
vigil
{i} gece nöbeti
vigil
arife/uyanıklık
vigil
{i} çoğ. arife gecesi yerine getirilen ibadetler
vigil
{i} gece uyumama
watch
{f} kollamak
Englisch - Englisch
vigil
watch
watch-
a purposeful surveillance to guard or observe

    Silbentrennung

    a pur·pose·ful sur·veil·lance to guard or ob·serve

    Türkische aussprache

    ı pırpısfıl sırveylıns tı gärd ır ıbzırv

    Aussprache

    /ə ˈpərpəsfəl sərˈvāləns tə ˈgärd ər əbˈzərv/ /ə ˈpɜrpəsfəl sɜrˈveɪləns tə ˈɡɑːrd ɜr əbˈzɜrv/
Favoriten