O benim en sevdiğim deyiş.
- That's my favorite saying.
Deyiş bize oldukça tanıdık.
- The saying is quite familiar to us.
Paranın mutluluğu satın alamayacağını söylemeye gerek yok.
- It goes without saying that money cannot buy happiness.
Aynı şeyi söylemenin çok daha iyi ve kısa bir yolu yok mu?
- Isn't there a much better and shorter way of saying the same thing?
Jack, Mary'nin Tom'u kendi elleriyle öldürmesini istedi ama Mary henüz hazır olmadığını söyleyerek itiraz etti.
- Jack wanted Mary to kill Tom with her own hands, but Mary objected saying she was not ready yet.
Tom yiyemeyecek kadar çok yorgun olduğunu söyleyerek akşam yemeğini geçiştirdi.
- Tom skipped dinner saying he was too tired to eat.
Tom bir söz söylemeden ayrıldı.
- Tom left without saying a word.
Atasözünde dendiği gibi; söz gümüşse, sükut altındır.
- As the saying goes: Speech is silver, silence is gold.
Ben onun öyle söyleyişini hatırlıyorum.
- I recollect his saying so.
Başarının anahtarı olan dürüstlük söylenilmediği taktirde sürer
- It goes without saying that honesty is the key to success.
O, annesinin öldüğünü söyleyen bir telgraf aldı.
- He received a telegram saying that his mother had died.
Atasözünde dendiği gibi; söz gümüşse, sükut altındır.
- As the saying goes: Speech is silver, silence is gold.
Galler'de, bir atasözümüz var.
- In Wales, we have a saying.
En sevdiğin özdeyiş nedir?
- What's your favorite saying?