a production quantity in a factory

listen to the pronunciation of a production quantity in a factory
Englisch - Türkisch

Definition von a production quantity in a factory im Englisch Türkisch wörterbuch

run
{f} koş

O her sabah koşmaya gider. - He goes running every morning.

Odanın etrafında koşma. - Don't run around in the room.

run
döndürmek
run
(Bilgisayar) başla

Onlar koşmaya başladılar. - They started running.

Sigarayı bıraktı ve koşmaya başladı. - He stopped smoking and started running.

run
uğramak
run
istek
run
çay

Yarışı koştuktan sonra, Jane iki bardak arpa çayı içti. - Having run the race, Jane had two glasses of barley tea.

run
{i} gösterim
run
{f} adaylığını koymak

O, başkanlığa adaylığını koymak istiyor. - He wants to run for President.

Tom sınıf başkanlığı için adaylığını koymaktan vazgeçti. - Tom gave up running for class president.

run
(Tekstil) pasaj, çorap kaçığı
run
(isim) koşu, koşma, yarış, sefer, seyir, gezinti, kaçamak, talep, kaçık, çorap kaçığı, rağbet, otlak, kümes bahçesi, verim, gösterim, süre, devam süresi, sürü, balık sürüsü, çoğunluk, maden damarı, dere, çay, akış
run
{i} çorap kaçığı
run
(İnşaat) çalışmak, koşmak
run
seğirtme
run
{f} geçip gitmek
run
{f} geçerli olmak
run
{f} işlemek, çalışmak; işletmek, çalıştırmak: Who is running this
run
{i} seyir
run
koşulan veya gidilen mesafe
run
{f} kaçakçılığını yapmak
run
{i} yarış

Yarışı koştuktan sonra, Jane iki bardak arpa çayı içti. - Having run the race, Jane had two glasses of barley tea.

Belediye başkanlığı için yarışan adaylardan biridir. - He is one of the candidates running for mayor.

Englisch - Englisch
run
a production quantity in a factory

    Silbentrennung

    a pro·duc·tion quan·ti·ty in a fac·to·ry

    Türkische aussprache

    ı prōdʌkşın kwäntıti în ı fäktıri

    Aussprache

    /ə prōˈdəksʜən ˈkwäntətē ən ə ˈfaktərē/ /ə proʊˈdʌkʃən ˈkwɑːntətiː ɪn ə ˈfæktɜriː/
Favoriten