Uyuşturucu ile ilgili suçlar konusunda Doyle'nin çalışmasında sunulan argüman bir beyaz kağıt olarak ilk kez yayımlandı.
- The argument presented in Doyle's study was first published as a white paper on drug-related crimes.
Argüman eksiklerle doludur.
- The argument is full of holes.
Avukat savunmada niçin kaybetti?
- Why did the lawyer lose in the argument?
Bu bilgi savunma için önemsizdir.
- This data is immaterial to the argument.
Ben, bu tartışmada onların yanında yer aldım.
- I took sides with them in the argument.
Benim tartışmayı destekleyecek adil bir miktar bilimsel veriyi sıralayacağım
- I will marshal a fair amount of scientific data to support my argument.
Savaş için bir kanıt sundu.
- He presented an argument for the war.
Onun iddiası seninkinden daha radikal.
- His argument is more radical than yours.
Bu fikir benim iddiamın temelidir.
- This idea is the basis of my argument.
Dün gece bu konuda tartıştık.
- We had an argument about it last night.
O tartışmayı yaptığımızdan beri Tom benimle konuşmadı.
- Tom hasn't talked to me since we had that argument.