Baskı altında daha iyi çalışırım.
- I work better under pressure.
Birçok siyasetçi komite üzerine güçlü bir baskı uygulamıştır.
- Several politicians exerted strong pressure on the committee.
Sağlığın bir basınç ölçeri olarak kan basıncı önemlidir.
- Blood pressure is important as a barometer of health.
Büyük basınç nedeniyle boru patladı.
- The pipe burst due to great pressure.
Basınçlı kabın içinde ne pişiriyorsun?
- What are you cooking inside the pressure pot?
Büyük bir aileyi geçindirmenin sıkıntıları onunla arayı kapatmak için başlıyor.
- The pressures of supporting a big family are beginning to catch up with him.
Seni zorlamak istemiyorum.
- I don't want to pressure you.
Apply pressure to the wound to stop the bleeding.