O, takımdaki herhangi bir oyuncudan daha iyidir.
- He is better than any other player in the team.
Biz, ona takımın en iyi oyuncusu gözüyle bakıyoruz.
- We regard him as the best player on the team.
Onlar profesyonel oyuncu oldu.
- They became professional soccer players.
Dün yeni bir CD çalar aldı.
- She got a new CD player yesterday.
Ben az önce bu MP3 çaların en son sürümünü satın aldım.
- I just bought the latest version of this MP3 player.
... But he's definitely the most, the toughest, player I've ...
... And in that, frankly, the legacy player, which is really ...