a place where such meals are served; a public tavern, inn

listen to the pronunciation of a place where such meals are served; a public tavern, inn
Englisch - Türkisch

Definition von a place where such meals are served; a public tavern, inn im Englisch Türkisch wörterbuch

ordinary
{s} normal

Normal su kullanmak zamanla buhar deliklerini tıkayacak mineral birikmesine sebep olacağı için buharlı ütülerde her zaman damıtılmış su kullan. - Always use distilled water in steam irons because using ordinary water will cause a mineral build-up over time that will clog the steam holes.

ordinary
basbayağı
ordinary
her zamanki
ordinary
yalın
ordinary
olağan

Tom olağan dışı bir şey görmediğini söyledi. - Tom said he didn't see anything out of the ordinary.

Olağan dışı bir şey yok. - There's nothing out of the ordinary.

ordinary
sıradan

O sıradan bir öğrenci değil. - He is no ordinary student.

Benim sıradan insanlara hiç ilgim yok. - I have no interest in ordinary people.

ordinary
{s} adi
ordinary
{i} lokanta [brit.]
ordinary
{i} değişmez kurallar (katolik kilisesi)
ordinary
ordinarinessbayağılık
ordinary
{s} bayağı
ordinary
{i} yetkili makam
ordinary
Katolik kilisesinde ayinin değişmez kısmı
ordinary
{s} olağan, alışılmış, her zamanki, normal, tipik: his ordinary way of speaking her
ordinary
(isim) alışılmış şey, olağan şey, yetkili makam, orta halli yemek [brit.], lokanta [brit.], değişmez kurallar (katolik kilisesi)
ordinary
{s} tipik
ordinary
{i} orta halli yemek [brit.]
ordinary
(sıfat) bayağı, sıradan, alelâde, tipik, olağan, normal, alışılagelmiş, adi
Englisch - Englisch
ordinary

it hath been usual with the honest and well-meaning host to provide a bill of fare which all persons may peruse at their first entrance into the house; and having thence acquainted themselves with the entertainment which they may expect, may either stay and regale with what is provided for them, or may depart to some other ordinary better accommodated to their taste.

a place where such meals are served; a public tavern, inn
Favoriten