a place where one stands or stays or is assigned to stand or stay

listen to the pronunciation of a place where one stands or stays or is assigned to stand or stay
Englisch - Türkisch

Definition von a place where one stands or stays or is assigned to stand or stay im Englisch Türkisch wörterbuch

station
{i} terminal

Otobüs otobüs terminalindedir. - The bus is at the bus station.

Otobüs terminaline nasıl giderim? - How do I get to the bus station?

station
{i} durak

Gelecek durakta iniyorum. - I am getting off at the next station.

Bir sonraki durakta trenden in. - Get off the train at the next station.

station
(Tıp) stasyon
station
(Argo) büyük çiftlik
station
duralga
station
(Askeri) garnizon
station
makam
station
mevki

Bir insan bulunduğu mevkiyle yargılanmamalıdır. - A man should not be judged by his station in life.

station
{i} karakol

O ona polis karakoluna gitmesini tavsiye etti fakat o gitmeye korktu. - She advised him to go to the police station, but he was afraid to.

Tom bir kaza raporunu dosyalamak için polis karakoluna gitti. - Tom went to the police station to file an accident report.

station
{i} istasyon (araştırma kuruluşu): agricultural experiment
station
vaziyet
station
(Askeri) İSTASYON, TELSİZ İSTASYONU: Tam bir telsiz muhabere hizmetini yerine getirecek tali teçhizat ile birlikte müstakil bir alıcı veya verici cihaz ya da alıcı ve verici cihazlar düzeni. Telsiz istasyonu, devamlı veya geçici olarak gördüğü hizmete göre sınıflandırılır
station
{i} üs

Nereye giderseniz gidin, istasyonların yanında kaldırımlar üstünde bırakılmış çok sayıda bisiklet görürsünüz. - Wherever you go, you see a lot of bicycles left on sidewalks near stations.

station
ordu veya donanmanın özel bir görevle gönderildiği yer
station
bir kimsenin bulunduğu yer
station
{i} radyo, TV istasyon
station
(Tıp) Duruş, vaziyet, durum, hal
station
istasyon ra
station
(fiil) atamak, tayin etmek, görevlendirmek, yerleştirmek
Englisch - Englisch
station

...Meanwhile, lest anything should really be amiss, or any malefactor seek to escape by the back, you and the boy must go round the corner with a pair of good sticks and take your post at the laboratory door. We give you ten minutes, to get to your stations..

a place where one stands or stays or is assigned to stand or stay

    Silbentrennung

    a place where one stands or stays or I·s assigned to stand or stay

    Türkische aussprache

    ı pleys hwer hwʌn ständz ır steyz ır îz ısaynd tı ständ ır stey

    Aussprache

    /ə ˈplās ˈhwer ˈhwən ˈstandz ər ˈstāz ər əz əˈsīnd tə ˈstand ər ˈstā/ /ə ˈpleɪs ˈhwɛr ˈhwʌn ˈstændz ɜr ˈsteɪz ɜr ɪz əˈsaɪnd tə ˈstænd ɜr ˈsteɪ/
Favoriten