Arabamı başka bir yere park etmiş olmalıyım.
- I must have parked my car elsewhere.
O, başka bir yere alışverişe gitti.
- She went shopping elsewhere.
O, başka bir yere alışverişe gitti.
- She went shopping elsewhere.
Tom başka bir yerde gerekli.
- Tom is needed elsewhere.
Ne söylediğime dikkat etmiyorsun. Aklın başka yerde.
- You're not paying attention to what I'm saying. Your mind is elsewhere.
Tom'un aklı başka yerde.
- Tom's mind is elsewhere.
Tom başka yere alışverişe gitti.
- Tom went shopping elsewhere.
Başka yere bakmalıyız.
- We must look elsewhere.
We are back on the Ligurian coast, from which vertigos push human beings toward all kinds of elsewheres.