O futbol topu gerçek deriden imal edilmiştir.
- That football is made of genuine leather.
Dükkân deri ürünler getirdi.
- The shop carried leather goods.
Bu çanta deriden yapılmıştır.
- This bag is made of leather.
Tom deriden yapılmış bir şey satın almayı reddediyor.
- Tom refuses to buy anything made of leather.
Ben bir parça bagaj satın aldım.
- I bought a piece of baggage.
Tom kız kardeşine bir parça kek kesti.
- Tom cut his sister a piece of cake.