Bana bir parça bilgi getirdi.
- He brought me a piece of information.
Tom kız kardeşine bir parça kek kesti.
- Tom cut his sister a piece of cake.
O parkta idi, bir yabancı geldiğinde salıncakta oynuyordu, ve o, ona karamelini önerdi.
- She was in the park, playing on the swing, when a stranger came by and offered him caramels.
Karamel aromalı dondurmayı sever misin?
- Do you like caramel-flavored ice cream?