Bob portreyi hoş bir çerçeve ile çerçeveledi fakat o tepetaklak olmuştu.
- Bob mounted the portrait in a fancy frame, but it was upside down.
Bunlar hoş çerçeveli iki resimdir.
- These are two pictures with a nice frame.
Bu, plastikten yapılmış bir resim çerçevesi.
- This is a picture frame made of plastic.
Onun dev gibi yapısı tarafından cüceleştim.
- I was dwarfed by his gigantic frame.
Bana bir parça bilgi getirdi.
- He brought me a piece of information.
Ben bir parça bagaj satın aldım.
- I bought a piece of baggage.