Ben bir parça bagaj satın aldım.
- I bought a piece of baggage.
Bir parça kek tattım ve o lezzetliydi.
- I tried a piece of cake and it was delicious.
O, masayı fincanlarla, çay bardağı tabaklarıyla, tabaklarla ve büyük düz tabaklarla donattı.
- He set the table with cups, saucers, plates and chargers.
Plakalar nerede düzenlenmiş?
- Where are the plates arranged?