Onun bize anlattığı her şey sadece uydurmaydı.
- Everything he told us was pure fabrication.
Bu doğru olmasa bile, parlak bir yalan.
- Even if it's not true, it's a brilliant fabrication.
Ben bir parça bagaj satın aldım.
- I bought a piece of baggage.
Tom kız kardeşine bir parça kek kesti.
- Tom cut his sister a piece of cake.