Ben bir parça bagaj satın aldım.
- I bought a piece of baggage.
Tom kız kardeşine bir parça kek kesti.
- Tom cut his sister a piece of cake.
Ben, suitleri ferah, kanapeleri geniş sandviçleri bol buldum.
- I found the suites capacious, the sofas commodious, the sandwiches copious.
Kendine otel suiti tuttu.
- She had the hotel suite to herself.
Sami ana süitte uyudu.
- Sami slept in the master suite.
Bu süit benim kondominyumumdan üç kat daha büyüktür.
- This suite is three times larger than my condominium.
Bu test maiyeti istikrarsız.
- This test suite is unstable.