Kaçınılamaz şeyden korkmak aptalcadır.
- It is foolish to fear what you cannot avoid.
Edward'ı öldürme; korkmak iyidir.
- Do not kill Edward; it is good to fear.
Onun ölü olabileceğinden korkuyorlar.
- They fear that he may be dead.
Kilo alacağı korkusuyla diyet yapıyor.
- She is on a diet for fear that she will put on weight.
Tom'un güvenliği için endişe ediyorum.
- I fear for Tom's safety.
Çocuğun korkusu ebeveynlerini endişelendirdi.
- The child's fear worried the parents.
I have a fear of ants.