a person with whom one is vaguely or indirectly acquainted

listen to the pronunciation of a person with whom one is vaguely or indirectly acquainted
Englisch - Türkisch

Definition von a person with whom one is vaguely or indirectly acquainted im Englisch Türkisch wörterbuch

friend
dost

Gerçek dostluk paha biçilmezdir. - True friendship is priceless.

Benim en iyi dostum bir kitaptır. - My best friend is a book.

friend
{i} ahbap
friend
{i} arkadaş

Beni seven bir arkadaşım var. - I have a friend who loves me.

Arkadaşım Korece çalışıyor. - My friend studies Korean.

friend
koruyan kimse
friend
have a friend at court mahkemede dayısı olmak
friend
{i} tanıdık

Onun birçok tanıdıklar ancak birkaç arkadaşı var. - He has many acquaintances but few friends.

O bir arkadaştan daha çok bir tanıdık. - She is more an acquaintance than a friend.

friend
can

Tom Mary'nin o kadar cana yakın olacağını ummuyordu. - Tom didn't expect Mary to be so friendly.

Erkek arkadaşım akıllı, yakışıklı, ve cana yakındır. - My boyfriend is smart, handsome, and friendly too.

friend
ayaktaş
friend
yoldaş
friend
dostça davranmak
friend
Kuveykır mezhebine mensup kimse
friend
{i} destek

Sevgili bir arkadaşım tarafından desteklendim. - I was aided by a dear friend.

Senin babanın arkadaşları onun tek destekçileri değil. - Your father's friends aren't his only supporters.

friend
arkası olmak
friend
{i} yardımcı

Arkadaş birbirlerine yardımcı olmalıdır. - Friends should help one another.

Arkadaşım, genellikle çalışmalarıyla oğluma yardımcı olur. - My friend usually helps my son with his studies.

Englisch - Englisch
friend
a person with whom one is vaguely or indirectly acquainted

    Silbentrennung

    a per·son with whom one I·s vague·ly or in·di·rect·ly ac·quaint·ed

    Türkische aussprache

    ı pırsın wîdh hum hwʌn îz veygli ır îndırekli ıkweyntîd

    Aussprache

    /ə ˈpərsən wəᴛʜ ˈho͞om ˈhwən əz ˈvāglē ər əndərˈeklē əˈkwāntəd/ /ə ˈpɜrsən wɪð ˈhuːm ˈhwʌn ɪz ˈveɪɡliː ɜr ɪndɜrˈɛkliː əˈkweɪntɪd/
Favoriten