Bir vaizin oğlu olmaktan nefret ediyorum. - I hate being a preacher's son.
Bir vaizin oğlu olmaktan nefret ediyorum.
I hate being a preacher's son.
O, genç vaizin vaazını dinledi. - She listened to the young preacher's sermon.
O, genç vaizin vaazını dinledi.
She listened to the young preacher's sermon.