O oldukça iyimserdir.
- He is rather optimistic.
Senin bu iş planı neredeyse çok iyimser görünüyor. Bütün söyleyebileceğim onun bir boş hayalden daha fazlası olduğunu ummamdır.
- This business plan of yours seems almost too optimistic. All I can say is I hope it's more than just wishful thinking.
Tom oldukça fırsatçı, değil mi?
- Tom is quite opportunistic, isn't he?
Tom paragöz bir fırsatçı.
- Tom's a money-grubbing opportunist.