Kan vericiye acil bir ihtiyaç vardır.
- There is an urgent need for blood donors.
Sen bir kan verici olamazsın.
- You cannot be a blood donor.
Organ bağışçısı olmayı kabul edersen, birinin yaşamını kurtarmasına yardım edebilirsin.
- If you agree to become an organ donor, you may help save someone's life.
Tom bir organ bağışçısı olmak için kayıt yaptırdı.
- Tom registered to become an organ donor.
Mary donör tarafından tasarlanmış ve biyolojik babasını izlemeye çalışıyordu.
- Mary was donor-conceived and is trying to track down her biological father.