a person who can read; a literate person

listen to the pronunciation of a person who can read; a literate person
Englisch - Türkisch

Definition von a person who can read; a literate person im Englisch Türkisch wörterbuch

reader
{i} okuyucu

Akıllı bir okuyucu, anonim kaynaklar dahil, okudukları her şeyi tartmak için istekli olmalıdır. - An astute reader should be willing to weigh everything they read, including anonymous sources.

Dikkatli bir okuyucu hatayı fark ederdi. - A careful reader would have noticed the mistake.

reader
{i} okur

Bu kitap genç okurların kapasitesi dahilinde. - This book is within the capacity of young readers.

Dergimizin okur sayısı binlercedir. - Our magazine's readership numbers in the thousands.

reader
düzeltmen/kitap/okuyucu
reader
doçent
reader
okuma kitabı
reader
{i} doçent [brit.]
reader
{i} eleştirmen
reader
{i} düzeltmen

Tatoeba kullanıcıları dört İdeal tipik gruba ayrılabilir: okuyucular, yazarlar, çevirmenler ve düzeltmenler. - Tatoeba users can be divided into four ideal-typical groups: readers, authors, translators and proofreaders.

reader
{i} okutman
reader
yayımlanacak eserleri eleştiren kimse
reader
{i} antoloji
reader
(Sosyoloji, Toplumbilim) seçki
Englisch - Englisch
reader
a person who can read; a literate person
Favoriten