Englisch - Türkisch
Definition von a person very much liked or loved by someone else im Englisch Türkisch wörterbuch
- sweetheart
- canım
Canım, süpermarkete gitmemiz lazım. Sütümüz bitmiş.
-Sweetheart, we need to go to the supermarket. We ran out of milk.
Ben canım sevgilimi ararım.
-I call my sweetheart darling.
- sweetheart
- tatlım
Senin için bir sürprizim var, tatlım.
-I have a surprise for you, sweetheart.
Benim hakkımda endişelenmek zorunda değilsin, tatlım.
-You don't have to worry about me, sweetheart.
- sweetheart
- canımın içi
- sweetheart
- şekerim
- sweetheart
- ilk göz ağrısı
- sweetheart
- oynaş
- sweetheart
- sevgili
Tom böyle bir sevgili.
-Tom is such a sweetheart.
Tom sevgilisi Mary'in yokluğundan dolayı acı çekiyor.
-Tom's suffering from the absence of his sweetheart Mary.
- sweetheart
- hayatım
- sweetheart
- sevgilim
Ben canım sevgilimi ararım.
-I call my sweetheart darling.
Lise sevgilimle evlendim.
-I married my high school sweetheart.
- sweetheart
- {i} aşık
- sweetheart
- cicim
Relevante Übersetzungen
Englisch - Englisch
Definition von a person very much liked or loved by someone else im Englisch Englisch wörterbuch
- sweetheart
a person very much liked or loved by someone else
Silbentrennung
a per·son ve·ry much liked or loved by some·one elseTürkische aussprache
ı pırsın veri mʌç laykt ır lʌvd bay sʌmwʌn elsAussprache
/ə ˈpərsən ˈverē ˈməʧ ˈlīkt ər ˈləvd ˈbī ˈsəmˌwən ˈels/ /ə ˈpɜrsən ˈvɛriː ˈmʌʧ ˈlaɪkt ɜr ˈlʌvd ˈbaɪ ˈsʌmˌwʌn ˈɛls/
Resimler
Historie
Favoriten