Çocuğum diş hekimini sevmez.
- My child dislikes the dentist.
Bir diş hekimini ziyaret etmen gerekiyor.
- You ought to see a dentist.
O ona bir dişçi görmesini tavsiye etti fakat o öyle yapacak yeterli zamanı olmadığını söyledi.
- She advised him to see the dentist, but he said he didn't have enough time to do so.
Tom dişçiye dün gitmeliydi.
- Tom should have gone to the dentist yesterday.
Sen hâlâ bir diş doktorusun, değil mi?
- You're still a dentist, aren't you?
Diş doktoruna gitmek istemiyorum.
- I don't want to go to the dentist.
Japon Diş Hekimleri Birliği sorunu Japon Diş Hekimleri Birliğinden LDP ye ait olan Diyet üyelerine yapılan gizli bağışlarla ilgili bir olaydır.
- The Japanese Dentists Association affair is an incident concerning secret donations from the Japanese Dentists Association to Diet members belonging to the LDP.
Derhal bir diş hekimi ile görüşsen iyi olur.
- You'd better see a dentist at once.