a person or thing that is acting or capable of acting

listen to the pronunciation of a person or thing that is acting or capable of acting
Englisch - Türkisch

Definition von a person or thing that is acting or capable of acting im Englisch Türkisch wörterbuch

active
{s} faal

Bu kafatası ve çizgileri, 17. yüzyılın sonlarında İngiltere'de faaliyet gösteren dünyaca ünlü Kaptan Kidd'e dayanılarak adlandırılmıştır. - This skull and crossbones was named based on the world-famous Captain Kidd who was active in late 17th century Britain.

Cumhuriyetçi Parti'de faaliyet gösterdi. - He became active in the Republican Party.

active
aktif

Ben, yeni görevinde aktif bir rol alacağından eminim. - I am sure you will take an active role in your new position.

Bayan Klein 80 yaşın üzerinde, ama hâlâ çok aktif. - Mrs Klein is over 80, but she's still very active.

active
{s} hareketli

Borsa çok hareketlidir. - The stock market is very active.

active
eylemli
active
kıpırdak
active
eteği belinde
active
eyleyici
active
canlı
active
etkin, aktif
active
(Askeri) FAAL, AKTİF: Gözetlemede, tespit edilebilecek düzeyde enerji yayan hareket veya teçhizat için kullanılan bir sıfat
active
hareket kuvveti olan
active
{s} enerjik

Liisa aktif ve enerjik bir genç kadın. - Liisa is an active and energetic young woman.

active
{s} üretken
active
(sıfat) aktif, çalışan, faal, işleyen, canlı, etkin, hareketli, enerjik, kıvrak, çalışkan, etken, üretken
active
{s} dilb. etken
active
{s} kıvrak
active
{s} çalışkan
active
(Tıp) a) Tesirli, etkili, müessir, aktif. b) Radyoaktif
Englisch - Englisch
active
a person or thing that is acting or capable of acting

    Silbentrennung

    a per·son or thing that I·s act·ing or ca·pa·ble of act·ing

    Türkische aussprache

    ı pırsın ır thîng dhıt îz äktîng ır keypıbıl ıv äktîng

    Aussprache

    /ə ˈpərsən ər ˈᴛʜəɴɢ ᴛʜət əz ˈaktəɴɢ ər ˈkāpəbəl əv ˈaktəɴɢ/ /ə ˈpɜrsən ɜr ˈθɪŋ ðət ɪz ˈæktɪŋ ɜr ˈkeɪpəbəl əv ˈæktɪŋ/
Favoriten