Nick Portekizce'yi çok iyi konuşabilir. Çünkü 5 yıldır onu öğreniyor.
- Nick can speak Portuguese very well. That's because he's been studying it for 5 years.
O Portekizce konuşur.
- He speaks Portuguese.
Biz okulda Portekizli Pedro Alvares Cabral'ın Brezilya'yı keşfettiğini öğrendik.
- We learned at school that the Portuguese Pedro Álvares Cabral discovered Brazil.
Benim tarih öğretmenim eski bir Portekizli.
- My history teacher is an old Portuguese.
Carlos Queiroz, Portekiz Futbol Federasyonu tarafından kovuldu.
- Carlos Queiroz was fired by the Portuguese Football Federation.
O Portekizce konuşur.
- He speaks Portuguese.
Beresford required all materials for coatees, waistcoats and pantaloons to be sent out unmade, as the Portuguese were perfectly capable of making the suits up properly after delivery.