Otobüs şoförü yayayı görmedi. - The bus driver didn't see the pedestrian.
Otobüs şoförü, Tom'un bilet ücreti için elli dolar uzatmasından etkilenmedi. - The bus driver was not impressed when Tom pulled out a $50 note to pay his fare.
Englisch - Englisch
Definition von a person employed to drive people around in a bus im Englisch Englisch wörterbuch