a person's experiences or biography

listen to the pronunciation of a person's experiences or biography
Englisch - Türkisch

Definition von a person's experiences or biography im Englisch Türkisch wörterbuch

times
kere

Tom aynı fıkrayı bana on kereden fazla anlattı. - Tom has told me that same joke more than ten times.

Beş kere beş yirmi beştir. - Five times five is twenty-five.

times
defa

Film yıldızı söylediği bütün düşüncesiz şeylerden dolayı hatasını kabul etmekte defalarca zorlandı. - The movie star ate crow many times because of all the thoughtless things she said.

Tom defalarca Boston'da bulundu. - Tom has been to Boston many times.

times
kez

O otobüs günde kaç kez çalışır? - How many times a day does that bus run?

Bu ilaçlardan günde üç kez alınmalı. - These medicines should be taken three times a day.

times
kat

Avustralya, Japonya'dan yaklaşık yirmi kat daha büyüktür. - Australia is about twenty times larger than Japan.

A, B'nin 5 katı kadar uzundur. - A is 5 times as long as B.

times
zaman

Zamanın gerisinde kalmayayım diye her gün gazete okumayı bir alışkanlık haline getirdim. - I make it a rule to read the newspaper every day lest I should fall behind the times.

O metotlarında zamanın gerisindedir. - He's behind the times in his methods.

times
günler

Güzel günlerimiz oldu. - We did have some good times.

Sami şu an zor günler geçiriyor. - Sami is going through difficult times right now.

times
(Bilgisayar) istatistikler
times
(Bilgisayar) times
times
(Bilgisayar) defa dene
times
(Bilgisayar) kez dene

Birkaç kez denedi, ancak başarısız oldu. - He tried several times, but failed.

Bunu birkaç kez denedim. - I tried that a couple of times.

times
çarpı

Öğretmen çocukları, yaramazlık ettiklerinde ya da çarpım tablolarını ezbere okuyamadıklarında döverdi. - The teacher caned the children if they misbehaved or were unable to recite their times tables.

Beş çarpı iki ona eşittir. - Five times two equals ten.

times
şimdiki zaman
times
devir

Devir kötü. Güçlü olmaya çalış! - Times are tough. Try to be strong!

times
çağ

Beni ilk adımla çağırmanı senden kaç kez istemek zorundayım? - How many times do I have to ask you to call me by my first name?

Eski çağlarda tuz az bulunan ve maliyetli bir metaydı. - Salt was a rare and costly commodity in ancient times.

times
saat tut/ayarla
times
{e} kere, çarpı: Five times ten equals fifty. Beş kere on elli eder
Englisch - Englisch
times

The Life and Times of Rosie the Riveter.

a person's experiences or biography

    Silbentrennung

    a person's experiences or bi·og·ra·phy

    Türkische aussprache

    ı pırsınz îkspîriınsîz ır bayägrıfi

    Aussprache

    /ə ˈpərsənz əkˈspərēənsəz ər bīˈägrəfē/ /ə ˈpɜrsənz ɪkˈspɪriːənsɪz ɜr baɪˈɑːɡrəfiː/
Favoriten