Ben bütün gün yatakta kalmak zorunda kaldım.
- I had to stay in bed all day.
Daha uzun kalmak zaman kaybıdır.
- It's a waste of time to stay longer.
O belirsiz bir süre için bir akıl hastanesine gönderildi.
- She was sent to a psychiatric hospital for an indefinite period of time.
Ben bir süre için onun bakımını üstlendim.
- I looked after him for a period of time.