Bir ortaklık kurmayı kararlaştırdılar.
- They agreed to form a joint partnership.
İki adam iş ortaklarıydı.
- The two men were business partners.
Eşinizle nasıl tanıştınız?
- How did you meet your partner?
Tom asla benim eşim değildi.
- Tom was never my partner.
O ,emekli olduğu zaman iş arkadaşı ona bir hediye aldı.
- His colleagues gave him a present when he retired.
İş arkadaşım ve kocasının ikisi de Amerikalı.
- My colleague and her husband are both American.
Tom, Mary'nin iş ortağıdır.
- Tom is Mary's business partner.
Tom benim iş ortağım.
- Tom is my business partner.
Tom ve Mary her ikisi de benim meslektaşlarım.
- Tom and Mary are both colleagues of mine.
Kocası Fransız olan meslektaşım Paris'e gitti.
- The colleague whose husband is French has left for Paris.
Birisiyle ilk kez karşılaştığında, kendinle arkadaşın arasına konulan mesafeye kesinlikle dikkat et.
- When meeting a person for the first time, be sure to pay attention to the distance placed between yourself and your partner.
Dans arkadaşınız kim?
- Who is your dance partner?
Onun yeni fikirleri daha tutucu iş arkadaşlarıyla sık sık başını derde sokuyor.
- Her novel ideas are time and again getting her into trouble with her more conservative colleagues.
Onun özgün fikirleri daha tutucu arkadaşlarıyla başını defalarca belaya soktu.
- His novel ideas are time and again getting him into trouble with his more conservative colleagues.
Mary'nin hayat arkadaşı az konuşan bir adamdır.
- Mary's life partner is a man of few words.
Tom'un bir hayat arkadaşı yok.
- Tom doesn't have a partner.
Ortağımın yasal haklarını satın aldım ve artık şirket benim.
- I bought out my partner and now the company is mine.
either member of a pair in a card game or sports team.
... But for all this to unfold, the Earth will need a critical partner. ...
... And I think in marriage, when you're picking a partner, that ...