Tom çok dilli bir ortamda büyüdü.
- Tom grew up in a multilingual environment.
Bu iyi bir öğrenme ortamıdır.
- This is a good learning environment.
Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak.
- Our company is going to be left behind too if we don't create an environment in which we can get instant Internet access.
O, çevreyi koruma hakkında taktire şayan bir konuşma yaptı.
- He made an admirable speech about protecting the environment.