a particular political or social setting, arena or condition

listen to the pronunciation of a particular political or social setting, arena or condition
Englisch - Türkisch

Definition von a particular political or social setting, arena or condition im Englisch Türkisch wörterbuch

environment
ortam

Kırsal ortamlar benim için çok sessiz. - Rural environments are too quiet for me.

Çocukların mutlu bir ev ortamına ihtiyacı var. - Children need a happy home environment.

environment
{i} çevre

Apaçık ortadadır ki, insan davranışları çevre için radyasyondan daha tehlikelidir. - It's evident that human behaviour is more dangerous for the environment than radiation.

Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak. - Our company is going to be left behind too if we don't create an environment in which we can get instant Internet access.

environment
{i} etraf
environment
(Askeri) Çevre muhit
environment
(Askeri) ÇEVRE ŞART VE ETKİLERİ, ÇEVRE (HV.): Bulunulan yer, çevre teçhizatı ve içindeki canlıların harekat özelliklerini, hava sıcaklığı, nem ve bulaşıcı etkilerini, harekat usulleri, ivme, şok, titreşim ve radyasyon durumlarını içine alan bütün şart ve etkilerin toplu ifadesi
environment
(Tıp) Dış etkiler
environment
içinde bulunan şartlar
environment
mekan
environment
(Tıp) environman
environment
(Tıp) Çevre, etraf, civar
environment
{i} çevre, muhit
Englisch - Englisch
environment
a particular political or social setting, arena or condition

    Silbentrennung

    a par·ti·cu·lar po·li·ti·cal or so·cial setting, a·re·na or con·di·tion

    Aussprache

Favoriten