Amerika'ya gitmek için özel bir nedenin var mı?
- Do you have any special reason why you want to go to America?
Özel lezzet neye benziyor?
- What does the special taste like?
Tom'un onu yapmak için özel bir nedeni yoktu.
- Tom did it for no particular reason.
Tom'un özellikle yakışıklı olduğunu sanmıyorum.
- I don't think Tom is particularly handsome.
Şimdi yapacak belirli bir şeyim yok.
- I have nothing particular to do now.
Tom'un bu belirli iş için doğru kişi olduğunu sanmıyorum.
- I don't think Tom is the right person for this particular job.
Eğer bir ebeveyn iseniz, çocuklarınız için belli bir iş dalını çok istemenize izin vermeyin.
- If you are a parent, don't allow yourself to set your heart on any particular line of work for your children.
Kılavuz kameranın tüm ayrıntılarını anlatmaktadır.
- The instruction manual describes all the particulars of the camera.
Bu bitki Madeira adasına özgüdür.
- This plant is particular to the island of Madeira.
Tom giysileri hakkında çok titizdir.
- Tom is very particular about his clothes.
Endişelenme anne. O yemek hakkında titiz değil. O her şey yer.
- Don't worry, Mom. He isn't particular about food. He eats anything.
Yemeği hakkında çok müşkülpesenttir.
- She is very particular about her food.
Tom yedikleri hakkında çok müşkülpesenttir.
- Tom is very particular about what he eats.
Öğretmen özellikle o noktaya vurgu yaptı.
- The teacher particularly emphasized that point.
Ben özellikle bu canlı portreden memnunum.
- I am pleased with this vivid portrait in particular.
Tom'un özellikle yakışıklı olduğunu sanmıyorum.
- I don't think Tom is particularly handsome.
Kılavuz kameranın tüm ayrıntılarını anlatmaktadır.
- The instruction manual describes all the particulars of the camera.
Dünyada bu hastalığı tedavi edebilen az sayıda uzman var.
- There are few specialists in the world who can treat this disease.
Hastalığın daha da kötüleşirse, bir uzman doktoru ara.
- If your illness becomes worse, call in a specialist.
Aşk hayatına özellikle dikkat etmen önemlidir.
- It is important to pay special attention to your love life.
Olağanüstü bir toplantıya gitmem gerekiyor.
- I have to go to a special meeting.
We knew it was named after John Smith, but nobody knows which particular John Smith.
He is very particular about his food and if it isn't cooked to perfection he will send it back.
I don't appreciate your particular brand of cynicism.
I didn't have any particular interest in the book.
or these domesticke and particular broiles, Are not the question heere.
... government in particular, should be doing? ...
... couple of days and highlight one thing in particular. ...