Senin harp çalmayı bırakmana inanamıyorum.
- I can't believe you quit playing harp.
Annem bana kendi yapımı bir çift eldiven verdi.
- My mother gave me a pair of gloves of her own making.
Ben, bir çift kayak botu satın almak istiyorum.
- I want to buy a pair of ski boots.
Bir çocuk arp çalıyor.
- A child is playing harp.
Elektrikli arp çalarken, o elektrik çarpmasından öldü.
- He was electrocuted while playing the electric harp.