a number of vertices in a graph

listen to the pronunciation of a number of vertices in a graph
Englisch - Türkisch

Definition von a number of vertices in a graph im Englisch Türkisch wörterbuch

order
{f} sipariş vermek

Garson, sipariş vermek istiyorum. - Waiter, I'd like to order.

Sipariş vermek için hazır mısınız? - Are you ready to order?

order
{i} sipariş

Siparişinizi alabilir miyim, lütfen? - May I have your order, please?

Onun siparişi pastırma ve yumurtadır. - Bacon and eggs is his order.

order
{i} şeref rütbesi
a number of
bir kaç
order
{i} dizi
order
(Biyoloji,Gıda) takım

Bütünüyle sipariş edilmiş bir takıma çoğunlukla bir zincir denilir. - A totally ordered set is often called a chain.

Yarışa katılmak için yeni bir takım kuruldu. - A new team was formed in order to take part in the race.

order
{i} paso
a number of
birtakım

Birtakım nüfuz sahibi arkadaşlarım var. - I have a number of influential friends.

Tom, kendi veda yemeğinde birtakım müstehcen espriler yaptı ve bazı meslektaşları bundan rencide oldu. - Tom told a number of off-colour jokes at his farewell dinner, and some of his colleagues were offended.

order
buyrultu
order
düzenini sağlamak
order
düzensiz

Onun odası her zaman düzensizdir. - His room is always out of order.

Uçağın kontrolleri düzensizdi. - The controls of the plane were out of order.

order
(Kanun) hükmetmek
a number of
birkaç

Bugün birkaç öğrenci eksik. - A number of students are absent today.

Birkaç yolcu yaralandı. - A number of passengers were injured.

order
durum

Oda kusursuz durumda. - The room is in immaculate order.

Sami'nin SUV'u mükemmel çalışır durumda. - Sami's SUV is in perfect working order.

order
ısmarlama

Affedersiniz fakat ben bunu ısmarlamadım. - Excuse me, but I didn't order this.

Tom ne ısmarlayıp ısmarlamayacağına karar veremiyor. - Tom can't decide what to order.

order
rütbe
order
havale

Onu Boston'dan posta havalesi ile aldım. - I got it mail order from Boston.

order
sınıf

Onlar onu mesele çıkarmak için sınıfta olmakla suçladılar. - They accused him of being in the classroom in order to cause trouble.

Çocuklara sınıfta yüksek sesle konuşmamalarını emretti. - He ordered the boys not to shout in the classroom.

order
tertip
a number of
Bir dizi

Fadıl, Leyla'dan bir dizi mektup aldı. - Fadil received a number of letters from Layla.

Ordu savaş sırasında bir dizi görkemli eylemlerde yer aldı. - The army was involved in a number of brilliant actions during the battle.

a number of
bir miktar

Bir miktar kitap çalındı. - A number of books were stolen.

Tom'un bilgisayarı çöktü ve o bir miktar önemli belgeleri kaybetti. - Tom's computer crashed and he lost a number of important documents.

order
(n) sipariş
order
{i} cins, çeşit
order
(Mukavele) talep, sipariş; düzenleme; emir
order
(Tekstil) ısmarlamak, sipariş etmek
Englisch - Englisch
order
a number of
Several of

I spoke with a number of them about it.

a number of
Several

A number of people have commented on it.

a number of
several, numerous, many
a number of vertices in a graph
Favoriten