a number of shares taken by a jobber

listen to the pronunciation of a number of shares taken by a jobber
Englisch - Türkisch

Definition von a number of shares taken by a jobber im Englisch Türkisch wörterbuch

line
{i} hat

Eve girmeden önce, hırsız telefon hatlarını kesmiş. - The thief cut the telephone lines before breaking into the house.

Tom'un grev hattını geçecek cesareti olduğundan şüpheliyim. - I doubt that Tom has the courage to cross the picket line.

a number of
bir kaç
line
{f} doldurmak
a number of
birtakım

Tom, kendi veda yemeğinde birtakım müstehcen espriler yaptı ve bazı meslektaşları bundan rencide oldu. - Tom told a number of off-colour jokes at his farewell dinner, and some of his colleagues were offended.

Birtakım nüfuz sahibi arkadaşlarım var. - I have a number of influential friends.

line
sıralamak
line
(Argo) kandırıcı sözler
line
ton
line
çizgilerle göstermek
a number of
birkaç

Tom ve Mary birkaç kez birlikte yüzmeye gittiler. - Tom and Mary have gone swimming together a number of times.

Birkaç yolcu yaralandı. - A number of passengers were injured.

line
astarlamak
line
doğru çizgi
line
sıra oluşturmak
line
desen
line
(tenek ve deniz) hat
line
çizgi

Elbiselerin yeni çizgisi Paris'ten. - The new line of dresses is from Paris.

Bu iki çizgi birbirini dik açıyla kesmektedir. - These two lines cut across each other at right angles.

a number of
Bir dizi

O, bir dizi heyecanlı dedektif hikâyesi yazdı. - He has written a number of exciting detective stories.

Ordu savaş sırasında bir dizi görkemli eylemlerde yer aldı. - The army was involved in a number of brilliant actions during the battle.

a number of
bir miktar

Tom'un bilgisayarı çöktü ve o bir miktar önemli belgeleri kaybetti. - Tom's computer crashed and he lost a number of important documents.

Meclis üyesi bir miktar tartışmalı önerge sundu. - The councilor tabled a number of controversial motions.

line
{i} kablo
line
{f} kaplamak
line
ölçme ipi
line
(İnşaat) boru, hat, çizgi
line
{i} bilgi
line
kısa mektu
line
{i} kuyruk

O kuyrukta otuz dakika durdum. - I stood in that line for thirty minutes.

Biz kuyrukta ayakta bekletildik. - We were made to stand in line.

line
dizgin
Englisch - Englisch
line
a number of
Several of

I spoke with a number of them about it.

a number of
Several

A number of people have commented on it.

a number of
several, numerous, many
a number of shares taken by a jobber

    Silbentrennung

    a num·ber of shares tak·en by a job·ber

    Türkische aussprache

    ı nʌmbır ıv şerz teykın bay ı cäbır

    Aussprache

    /ə ˈnəmbər əv ˈsʜerz ˈtākən ˈbī ə ˈʤäbər/ /ə ˈnʌmbɜr əv ˈʃɛrz ˈteɪkən ˈbaɪ ə ˈʤɑːbɜr/
Favoriten