a nonconductor of electricity, as amber, glass, resin, etc

listen to the pronunciation of a nonconductor of electricity, as amber, glass, resin, etc
Englisch - Türkisch

Definition von a nonconductor of electricity, as amber, glass, resin, etc im Englisch Türkisch wörterbuch

electric
{s} elektrik

Isı odanın her tarafına elektrik sobasıyla yayıldı. - Heat was spread throughout the room by the electric stove.

Otomobil elektrikle çalışır. - The automobile runs on electricity.

electric
{s} elektrikli

Elektrikli otomobillerin performansı arttı. - The performance of electric cars has improved.

Elektrikli arp çalarken, o elektrik çarpmasından öldü. - He was electrocuted while playing the electric harp.

electric
{s} heyecan verici
electric
(Elektrik, Elektronik) elektrik (ile ilgili)
electric
çok heyecanlı
electric
çıngılı
electric
çıngılık
electric
çıngıyla ilgili
electric
{s} elektro

Kardeşim bir elektrogitar aldı. - My brother bought an electric guitar.

Pozitron bir elektrona benzeyen küçük bir parçacıktır fakat pozitif elektrik yüklüdür. - A positron is a small particle similar to an electron, but with a positive electric charge.

electric
(Tıp) (al) Elektriğe ait, elektriki, elektrikli
electric
{s} gerilimli
electric
elektriki
electric
{s} elektrikle ilgili
electric
elektriksel

Şimşek, elektriksel bir olaydır. - Lightning is an electrical phenomenon.

electric
electric blue çelik mavisi
electric
electric eel Güney Amerika nehirlerine mahsus elektrik saçan bir çeşit iri yılan balığı
electric
electric chair elektrikli sandalye
electric
heyecan veya ürperme veren
Englisch - Englisch
electric
a nonconductor of electricity, as amber, glass, resin, etc
Favoriten