Onun o kadar üzerinde titrememelisin. O bağımsız olmayı öğrenmeli.
- You shouldn't coddle her so much. She needs to learn to be independent.
O zaman, Meksika henüz İspanya'dan bağımsız değildi.
- At that time, Mexico was not yet independent of Spain.
Ben daha özgür olmak istiyorum.
- I want to be more independent.
O, akıllı ve özgür bir kız.
- She's a smart and independent girl.
O daha bağımsız olmak istiyor.
- He wants to be more independent.
Gençler ailelerinden bağımsız olmak istiyorlar.
- Teenagers want to be independent of their parents.
Büyük annem başına buyruk birisidir.
- My grandma is a very independent person.
Oğlum her zaman çok başına buyruktu.
- My son has always been very independent.