Tom'un tam Boston'un dışında bir sürü arsaya sahip.
- Tom owns a lot of land just outside of Boston.
Güney Fransa'da dağın yamacında emeklilik evi yapmayı planladığım küçük bir arsa aldım.
- I bought a small lot on the hillside in Southern France where I plan to build a retirement home.
Japonya, çok fazla kâğıt tüketmektedir.
- Japan consumes a lot of paper.
Ailesini çok endişelendirdi.
- He caused his parents a lot of anxiety.
Konserde bir sürü insan vardı.
- There were lots of people at the concert.
Dün Japonya'da bir sürü bina deprem dolayısıyla yıkıldı.
- A lot of buildings collapsed in Japan due to the earthquake yesterday.