Biz stüdyoya gidemeyiz.
- We cannot go into the studio.
Tom tam zamanlı stüdyo müzisyeni olmak için öğretmenlik mesleğini bıraktı.
- Tom gave up his teaching job to become a full-time studio musician.
Atölyesinde yüzlerce kitap var.
- There are hundreds of books in his studio.
Tom küçük bir stüdyo dairede yaşıyor.
- Tom lives in a tiny studio.