O, sinema biletini kaybetti.
- He lost his movie ticket.
Onunla sinemaya gitmeye çekindim.
- I hesitated to go to the movie with him.
Filmi görmek istiyorum.
- I want to see the movie.
Fransızca bir film görmek istiyorsun, öyle mi?
- You want to see a French movie, right?